bir kaç bölümü kaldı dizinin, bitirmedim ama şimdiden başlıyayım ki sonradan üşenmiim diye kendi kendime bir çakallık yapıyor ve gu family book u yazmaya başlıyorummm...
gürültüsü patırtısı çekilmesinden çooook önce duyulmaya başlanan lee sung ki ve suzy severleri de çoook önceden sevindiren ( ki bu ikisini kapsayan kişilerin hayli kalabalık olduğunun farkındayım) dramamız gu family book la birlikteiz..
öncelikle sabredemeyip, değinmek istediğim konu; başlıkta da belirttiğim üzere yeşil lens olayı.. arkadaş çocuğun gözleri cırtlak yeşile dönüp tırnakları bülent ersoy tırnağı oluyor diye ne yaygara koparıyorlar aklınız almaz.. neymiş efendim gumiho ymuş.. ya yapmayın allahaşkına çocuk gumiho halinde çarşıda pazarda gezse 10 kişiden 6 sı bişiy farketmez.. misal bunun babasının dönüşümü daha bir kıllı ışıklı janjanlı oluyor , onu deseniz anlarım ama yeşil lens yüzünden bunca dehşetlere düşme.. bilemiyorum...bana pek mantıklı gelmedi.. ee o zaman ne diyoruz ajummalar kıssadan hisse ; siz siz olun bir zaman makinesi edinip de joseon a filan gitmeye karar verirseniz renkli lenslerinizi takmayın.. joseon toplumu buna hazır değil .. bunun yanısıra solüsyonuydu , yıkamasıydı zaten sorun olacaktır..
öyle çarpıcı bir değişiklik değil bence..hele ki bu tepkiler ellerde kan yokken filan oluyor..
romance issues ; evet öncelikle lee sung ki 'nin büyük bir hayranı olmadığımı söyleyerek işe başlamalıyım zira birini çok seviyorsanız romance sahnelerinin etkisi daha bir artıyor .. ancek king 2 hearts daki romance den gayet de etkilendiğim göz önüne alınırsa burdaki romance en azından ondan eksikti..
ama sevdiğim bir romance varsa o da kang chi nin anne babası arasındakidir ..
aradaki romance in şiddetini verebilmek adına brezilya dizisi kıvamında bir foto koydum.. hep vurgu yapmak amacım aslında :D
işte tam da burda kimya meselesine girmek gerekiyor.. yani bu hep söylenir kimya aşağı kimya yukarı hey kimya hop kimya anyong kimya filan.. bir şehir efsanesiymişçesine.. ama kimya meselesi gerçek ajummalar ...
sevmemek elde değil..
yani bilmiorum ben wol ryung u oynayan oyuncuyu aşırı severim (torpil geçiyor gibi olmasın) kendisi bana romance i daha iyi geçiriyor.. bu dizide de öyle oldu .. yada ilk çiftimiz arasındaki kimya daha bir tuttu da asıl çiftte daha az tuttu ..
ikinci rolden birinciye geçişini heyecanla beklediklerimdensin oppa!
ama yine de burda değinmek istediğim başka bir konu suzy nin beklediğimden çok çok iyi bir iş çıkarttığıdır .. zaten bu dizi için oyunculuk dersleri vs aldığını önceden duymuştum.. emek veriyor ve karşılığını alıyor .. bir insan sırf popularitesinden dolayı oyunculuk yapabilir ; ok. ama buna tutunup kalırsa hiç hoş olmuyor .. suzy nin kendini geliştirme çabalarını takdir ediyor ve meyvelerini aldığını buradan belirtiyorum..
aferin suzy!!! artık bir dizide oynadığında burun kıvırmıycam sana!! gerçekten bravo!
romance e dönersek..yani romance beni pek vurmadı.. güzel olan bir iki sahne de var ama; iyice yiyip bitirmeyeyim..
dizinin genel senaryosu hakkındaki görüşüm : çooook kalabalık..
nasıl yani unni?
şöyle ki : yani ordan gumiholar, burdan psikopat adam, ordan amiral, burdan 100 years inn, ordan gisaeng ler burdan savaş okulu, ordan japonlar, aile faciaları, piskopat adamın işleri vs vs vs.. ha bi de arada ikili arasındaki aşk (gördüğünüz gibi bu kalabalıkta unutuluyor)
beni bu kadarı yoruyor...
benim için ideali bir amaç hadi bilemedin bir de yan amaç bir de aşk tamam.. her yerden çıkan kötülükler sonra onları çözmeye çalışırken her birinden gelen binlerce musibet filan filan.. yani yok , gerek yok..
bi de anlamsız yere aşırı derecede kötü bir adam ve hiçbir neden olmaksızın sürekli bu kişilerle uğraşıp durması.. kötü adamın aşırı sinir bozucu olduğunu eklemeliyim.. e tamam işte kötü adam sinir bozucu olması gerekiyor diyeceksiniz ama yani sürekli kazanan bir kötü adamın olduğu bir dramayı izlemek..
no thanks..
ilk iki-üç bölümün başındaki masal anlatan narrator olayını da sevdim .. keşke o konsept sonradan da devam etseydi.. ama işi masal tadından çıkarıp da öyle bir geçer zaman ki ye döndürdükleri için inandırıcılıktan uzak olurdu tabii..
daha 3 bölümüm var ama inanın sahneleri hızlı geçiorum.. bi tek so hwa'yla wol ryung'un sahnelerini geçmiorum.. ben onları baya bi sevdim yaa.. zaten dizi yayınlanırlen de genel tepki benimkisi gibiydi..
içim sıkıldı komik sahne koyayım ;)
bitirnce devam edicem ajummalar.. ara raporum bu kadar..
selam ajummalar :)
raporuma devam .. hayli daldan dala atlayan bu raporuma son olarak dizinin finali hakkından spoilersız şekilde değinerek devam ediyorum..
dizinin finalini sevdim.. ki bence siz de seveceksiniz.. çünkü eğlenceli ve hatta dizinin son 15 dakikası uzatılarak bir bölüm halinde çekilseydi çooook süper olurdu.. hem de laf aramızda diziye bolca reklam alarak masraflarını da azaltırlardı..
gu family book hakkında son sözlerim ; çooook yüksek beklentilerimin çok da karşılanmadığı şeklinde.. kore dizilerinden genelde beklentisi sıcak bir romantizm , hafif bir mücadele olan ben kötü adamların müdehalelerinden hayli yorulmuş olarak bitiriyorum bu diziyi..
yine de bu benim fikrim , tarihi ve supernatural türünü seven onlarca ajummanın diziden beğeniyle bahsettiğine de tanık oldum..
özet: izleyin ve kendiniz görün ;)
hoşçakalın ajummalar ;)
veee bakın burda bir de kim var!! süpriiiiz!!!! eye candy nin gülü!!!sung joon!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder